Peygamber efendimiz, göçünce bu dünyadan,
Kavimler, üçer beÅŸer mürted oldu her yandan.
Zamanın halifesi, bu fitne ateşini,
Söndürmek gayesiyle topladı askerini.
Hazret-i Numan’ı da, bir bölük asker ile,
Gönderdi Nihavend’e küffârın üzerine.
O gün İslam askeri, otuzbin kiÅŸi vardı.
İran ordusu ise yüzellibin kadardı.
Numan ibni Mukarrin, kâfirleri görünce,
Yüksek bir seda ile bir tekbir aldı önce.
İslam ordusu dahi, tekbir aldı peşinden.
Yer ve gök inliyordu o gün tekbir sesinden.
Cuma günü gelince, Numan ibni Mukarrin,
Dedi: (Ey mücahidler ÅŸimdi beni dinleyin.
Allah rızası için çıktık biz bu sefere.
Niyeti düzeltirsek, ulaşırız zafere.)
Sonra dua eyledi kaldırıp ellerini:
(İlahi, mahcub etme şu İslam erlerini.
İhsan et ordumuza zaferi neticede.
Bana da, ÅŸehadeti nasib eyle bu cenkte.)
Onun bu duasını dinleyen mücahidler,
Hep birden yüksek sesle (Âmin! Âmin!) dediler.
Dedi: (Ey gazilerim, beni takip eyleyin.
Sancağı sallayınca, küffâra hamle edin.
Birimiz attan düÅŸer, ÅŸehid olursa ya da,
Yanında toplanmayın, devam edin cihada.
Velev ki ben olsam da, o düÅŸüp ÅŸehid olan,
Yine siz, cenginize devam edin durmadan.)
Böyle deyip, sancağı sallayınca dört yana,
Mücahidler, ok gibi hücum etti düÅŸmana.
Çetin bir muharebe baÅŸlamıştı ki o an,
En önde çarpışırdı yine hazret-i Numan.
Fakat o savaşırken, bir ara birdenbire,
Bir düÅŸman mızrağıyle atından düÅŸtü yere.
Numan yere düÅŸünce, Huzeyfe ibni Yeman,
Sancağı ondan kapıp, hücuma geçti o an.
Kâfirlerin baÅŸkanı, Firuzan da o ara,
Bir kılıç darbesiyle geberip gitti Nar’a.
Askeri bunu görüp, bozuldu moralleri.
Kimi orda toplandı, kimi de kaçtı geri.
Allah’ın yardımıyle eriÅŸildi nusrete.
UÄŸramıştı kâfirler büyük bir hezimete.
Ne zaman ki müminler, zafere ulaÅŸtılar,
Yerde yatan Numan’ın yanına koÅŸuÅŸtular.
En son nefeslerini alıyordu o zaman.
Dediler: (Zafer bizim, müsterih ol ey Numan!)
ÖÄŸrenince son anda bu zafer haberini,
Rahatça içiverdi ÅŸehadet ÅŸerbetini.
|